Saadet Partisi Mersin İl Başkanı Bilal Oğuz, Suriye’deki Alevi toplumuna yönelik artan saldırılara karşı sesini yükseltti. Oğuz, dünya kamuoyunun bu saldırılara karşı duyarsız kalmaması gerektiğini belirterek, Suriye’deki Alevi katliamlarının sadece bölgesel bir mesele değil, tüm insanlık için önemli bir sorun olduğunu ifade etti.
Bilal Oğuz, yaptığı açıklamada, Suriye’deki Alevi toplumuna yönelik saldırıların insanlık tarihine kara bir leke olarak geçeceğini vurgulayarak, "Bu vahşet karşısında dünya sessiz kalmamalıdır ve katliamların durdurulması için etkin bir müdahale yapılmalıdır" dedi. Alevilerin sadece dini kimlikleri nedeniyle hedef alındığını belirten Oğuz, bu tür saldırıların açıkça bir insan hakları ihlali olduğunu söyledi.
Uluslararası Dayanışma ve Türkiye’nin Rolü
Oğuz, uluslararası toplumun bu tür insanlık suçlarına karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade ederek, "Suriye’deki Alevi halkı yıllardır acı içinde. Bu katliamlar, sadece Alevi toplumunu değil, tüm insanlığı ilgilendiren bir mesele olmalıdır. İnsanlık bu kadar büyük bir suç karşısında sessiz kalmamalıdır" dedi. Ayrıca, Türkiye’nin bu konuda daha aktif bir tutum sergilemesi gerektiğine değindi ve "Türkiye, Suriye ile kültürel, dini ve tarihi bağları olan bir ülkedir. Bu bağların sorumluluğu, insani yardım ve uluslararası destek temelinde, Alevi toplumunun haklarının korunmasını sağlamayı gerektiriyor" diye konuştu.
Adalet, Barış ve Hoşgörü Çağrısı
Saadet Partisi İl Başkanı, Suriye’deki tüm dini ve etnik grupların eşit haklara sahip olması gerektiğini belirterek, barış, hoşgörü ve eşitlik çağrısında bulundu. "Adaletin sağlanmadığı her ortam, kalıcı bir barışa ulaşmak için büyük bir engeldir. Suriye’deki Aleviler gibi tüm mazlum halklar için adaletin sağlanması şarttır" dedi.
Oğuz, Suriye’deki Alevi toplumunun yaşadığı zorlukların sona ermesi için tüm dünyayı harekete geçmeye çağırdı ve açıklamalarını şu şekilde tamamladı: "Uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri, bu katliamların durdurulması için daha hızlı ve etkili adımlar atmalıdır. İnsanlık suçlarının işlenmesine seyirci kalmak, tüm dünyayı sorumlu kılar. Artık yeter, sesimizi yükseltmeli ve Alevi toplumunun güvenliğini sağlamak için hemen harekete geçmeliyiz."
