Biz solcu o sağcı olmasına rağmen,
haksızlıklar karşısında susmayarak,
Başkanı olduğum MGC eylemlerimize katılımı yüreğimizi ısıtırdı…
Gazeteci Arkadaşım ve Cemiyetimizin Genel Sekreteri Merhum Mustafa Özgür’le
her muhabbetimizde Gültak’ı değerlendirir ve onu sevgi köşemizin en güzel yerinde tutardık.
Öyle mütevazi bir Başkandı ki, Bana abi diye hitap ederdi, her gördüğünde...
Akdeniz Belediye Başkanı seçilince,
‘Akdeniz’e tanıdığımız iyi ve adaletli bir Belediye Başkanı seçildi’ diyerek teselli olmuştuk…
Bir yıl sonunda karşımıza çok değişik bir M.M. Gültak çıkıverdi.
O iyi ve sevdiğimiz gitti.
Yerine, çevresini saran tantunici gazeteciler ve götürücüler için takiye yapan birisi geldi…
Ve öyle bir hal aldı ki, çevresine çöken bu tiplemelere halkın parası olan milyonlarca lirayı aktarırken, kendinden hesap soran AK Partili meclis üyelerine bile cevap vermede zorlandı!
Havuz medyasıyla ortak olan Basın Müdürüne, ‘hadi cevap ver’ diyen Gültak, ‘Bu gazeteciler bizim lehimize her zaman haber yapan gazetecilerdir!’ yanıtını canlı yayında, meclis üyeleriyle birlikte aldı!..
Eleştiri haber yaptıkça da Bizlerden kaçarcasına uzaklaştı…
Adeta düşmanlaştı!
Adaletli olmaktan kaçındı!
Yandaş gazeteciler türeterek, kendi havuz medyasını oluşturdu!
Hatta bu gastecilerin isimleri, hayalet seçmen listeleri arasında yer aldı…
Onları, ‘hayalet seçmen listelerindeki gazeteciler’ olarak deşifre eden parti tarafından da adeta rezil edildiler…
Bu kentte her şeye tanık olmuş eski bir gazetecisi olarak,
Seçilir, seçilmez bilemem!
Giderayak Gültak’a, abisi olarak son sözüm şu:
“Kılavuz Kargalarla uçmaya çalışan Başkanlar,
Bir gün mutlaka;
Siyaset tarihinin çöplüğünde GÖNLÜ kırık kalırlar!.."