2024 yılındayız zaman ne çabuk geçiyor. 2000'li yıllar başlayalı bile 24 yıl oldu. 2000 yılında doğan çocuklar artık yetişkin bireyler oldular. Bilimde ve buna bağlı olarak teknolojide, iletişimde, ulaşımda, üretimde, tüketimde, eğitimde, sağlıkta, beslenmede vb. birçok alanda çok hızlı ve büyük değişimler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu gelişmelerden nitelikli yararlanma oranı ülkelerin ekonomik, kültürel ve yönetimsel yapısına göre farklılıklar gösterebiliyor. Aynı ülke içinde de ailelerin kültürel ve ekonomik durumlarına göre farklılıklar olabilmektedir.
Su götürmez bir gerçek var ki kuşak farkı gittikçe tek haneli rakamlara inmektedir.
Son yıllarda hazır gıda kullanımının artıyor olması, elektronik uyaranlar, barınma, giyinme, iklimlendirme, site yaşantısı, anne babanın çalışıyor olması, tek çocuk olması, birçok şeyin hazır sunuluyor olması gibi türlü nedenden günümüz çocukları istedikleri bir şeye kolay ve daha az emekle ulaşabilmektedirler. Çabuk mutlu olmakta bir o kadar da çabuk mutsuz olabilmektedirler. Dikkat ve ilgi süreleri daha kısadır. Okuma, anlama, anladığını yorumlama ve gerektiğinde kullanmada sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Genetik yapı baş faktör olmakla beraber
güncel unsurların çok yoğun etkisiyle çabuk mutlu olan çabukta mutsuz olan, istediği bir şeye çabuk ulaşan ve onu çabuk tüketen, çabuk yorulan, çabuk sıkılan, paylaşmayı fazla sevmeyen, sosyal medya bağımlısı olmaya, bireysel yaşamaya daha meyilli biz eğitimciler için en önemlisi dikkat odaklanma süresi çok kısa olan bir kuşak yetişmektedir. Bu onların suçu değil onlara sunduğumuz olanakların sonucudur.
Bu kuşağa dayatmacı zorlayıcı bir yaklaşımla eğitim vermek
verilse de başarılı sonuç almak zor görünmektedir.
Genel olarak iyi alışkanlıklar kazanmalarına model olmak, ben diliyle konuşmak, yüz göz olacak ortam yaratmamak, bireysel özelliklerini iyi tanıyıp ona göre yaklaşmak, yeteneğini tanıma ve geliştirmeye yönelik etkinler yapmasına destek olmak gerekmektedir.
Zamanı iyi kullanma, her işi zamanında ve en iyi şekilde yapma alışkanlığı kazanmasına destek olunmalıdır.
Öğrencinin antrenmanın; kitap okumak, konu tekrarı yapmak ve soru çözmek olduğunu fark ettirmek ve bunları severek isteyerek kısaca içsellestirerek yapmasına destek olmak izleyeceğimiz yol olmalıdır.
Her çocuk özeldir ve değerlidir.
Değer verildiğini hissettirerek ve bireysel özelliklerini dikkate alarak bir eğitim verilirse farklı sürelerde öğrenme mutlaka olacaktır. Kendine güven kazanarak; yetenek, bilgi birikimini ve kazanımlarını kullanarak başarıyı yakalayacaktır.
Günümüzde eğitim olanaklarının gelişiyor gibi görünmesi, okulların çoğalması, özel eğitim kurumlarının büyük bir artış göstermesi ,değişik isimlerde özel ders bürolarının, eski adıyla dershanelerin vb. ticari hizmetlerin zirve yapmasına rağmen başarının yerlerde sürünüyor olması işin en garip tarafıdır.
Bu kargaşada, bu hengâmede,bu sağlıksız çeldiricilerin olduğu ortamda çocuklarını korumak ve geliştirmek yine ailelere düşmektedir.
Çağdaş ve nitelikli bir eğitim çocuklarımız için zor hem de çok zor olmaya devam etmektedir.
Bütün bu olumsuz şartlara rağmen üstüne atılan ağdan zıplayarak kurtulan balıklar gibi kendini kurtaran, başaran ve mutlu olan çocuklar, gençler olacaktır.
Tüm eğitimcilere kolay gelsin.