Mersin’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim-İş Sendikası, Genel Sağlık Sendikası İş, 29 Ekim Kadınları Derneği, Sosyal Demokrasi Derneği, 2021 Tüm EMEKLİ-SEN ve Yeni Kuşak Enstitülüler Derneği Mersin Şubeleri, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Mersin Şubesi ile birlikte ortak bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve halkın hakları konusundaki endişeler dile getirildi ve demokrasinin savunulması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, “BASKI ZULÜM KAYBEDECEK HALK KAZANACAK” sloganı ile halkın gücüne inanıldığı belirtildi. Yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün, halkın hak ve özgürlüklerinin teminatı olduğu ifade edilerek, demokrasilerin siyasal iktidarlarla aynı görüşte olmayan tüm bireylerin, gelecekteki haklarının hukukun güvencesinde korunması gerektiği dile getirildi.
Açıklamanın ardından yapılan vurgularda, son zamanlarda yaşanan hukuksuzluklar, baskılar ve tutuklamalar eleştirildi. Seçilmiş yöneticilerin görevlerinden alınarak kayyım atanması, tutuksuz yargılanma hakkının ihlali, muhaliflerin tutuklanması, basın emekçilerinin gözaltına alınması gibi olgular örnek gösterildi. Bu gelişmelerin hukukun temel ilkeleriyle çeliştiği ve halkın özgürlüklerinin elinden alındığı ifade edildi.
31 Ocak 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’nde bulunmasının ardından, iktidarın Anayasaya, yasalarına ve hukuka aykırı girişimleri gündeme geldi. Anayasaya aykırı bir şekilde rakip olabilecek muhaliflere karşı yapılan yasaklama girişimlerinin püskürtüldüğü ancak halkın dayanışma içinde olduğu ifade edildi.
Ayrıca, 30 Ağustos 2024’teki Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atan askerlere ve sorumlu komutanlara yönelik disiplin soruşturmalarına da dikkat çekildi. Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlılığın suç olarak sayılmasının iktidarın siyasal ve ideolojik tercihini yansıttığı belirtildi. Bu durum, Cumhuriyetin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyetin değerlerine bağlılık suç sayılamaz ifadesiyle protesto edildi.
Bunun yanı sıra, Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan büyük yatırımların özelleştirilerek satılması ve üretimden kopuk bir ekonomik yapı oluşturulması eleştirildi. Uluslararası ve yerli tefecilere para aktarılması, faiz ödemeleri, döviz artışı gibi ekonomik sorunların çözülmemesi nedeniyle iktidarın halkı kandırma girişimleri de açıkça kınandı. İktidarın emperyalist projelere alet olduğu ve halkın kendi vatanı üzerinde çıkar hesapları yapıldığı ifade edildi.
Buna karşılık, emekçilere ve halkın diğer kesimlerine uygulanan ekonomik soykırımın unutturulmaya çalışıldığı vurgulandı. İktidarın tek elden dayattığı çözüm sürecinin halkı parçalamaya yönelik olduğu, etnik, dinsel ve mezhepsel ayrımlara yol açacak planların hayata geçirilmeye çalışıldığı belirtildi.
İktidarın çiğnediği Anayasa ve hukukun, bir gün hesap vereceği, Cumhuriyete meydan okumanın karşılık bulacağı belirtildi. Dernekler, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve laiklikten taviz vermeyeceklerini, halkçılığın gereği olarak devlet öncülüğünde planlı kalkınma, işsizlik ve yoksullukla mücadele etmek için halkçı bir ekonominin gerekliliğini savundular.
Son olarak, basın açıklamasının sonunda "Susma, sustukça sıra sana gelecek! Baskı zulüm kaybedecek, halk kazanacak!" ifadeleriyle bir kez daha halkın gücüne ve dayanışmasına vurgu yapıldı. Kamuoyuna, toplumun tüm kesimlerinin bir araya gelerek bu mücadeleyi sürdürmesi çağrısı yapıldı.
Açıklamaya, Mersin’deki sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve halktan birçok kişi katıldı. Tüm katılımcılar, halkın kazanacağı bir geleceği inşa etmek adına hep birlikte hareket etme kararlılığını bir kez daha dile getirdiler.