Bugün Ülkenin gündeminde ağır yaşam koşulları altında zor günler geçiren, kıt kanaat dahi geçinemeyen çalışanların ve emeklilerin hızlı bir biçimde çözümlenmesi gereken ekonomik sorunları yer alıyor. Bu yadsınamaz bir gerçek. Her yeni Yasama Dönemi öncesinde olduğu gibi bu yılda AKP Grubu ile birlikte Cumhur İttifakı bileşenleri Ülkenin tek çözümlenmesi gereken sorununu Anayasa değişikliği olarak gördüler ve kendilerine yarayacak, işlerine gelecek değişiklikleri gerçekleştirmek için de Kamuoyunda tartışmalar başlattılar.
1 Ekim Salı Günü TBMM yeni Yasama Dönemine başlayacak ve Meclisin açılmasıyla birlikte Anayasa değişikliği ile ilgili konular Parti Gruplarında tartışılarak, gündemdeki yerini almaya devam edecek.
Osmanlı Döneminden bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa ile yolculuğuna kısaca değinmekte yarar var. Hangi dönemlerde yeni anayasa yapılmış, yapılan anayasalar kaç değişikliğe uğramış bunları irdelemekte yarar var.
Türk Hukuk tarihinde 1’i Osmanlı döneminde olmak üzere toplamda 5 Anayasa yapılarak yürürlüğe konulmuştur. 1876 Yılında yapılan ilk Anayasa 2.Abdülhamitin padişahlık döneminde 1.Meşrutiyetin ilanıyla yürürlüğe giren anayasal monarşi rejiminin bir ürünü olan anayasadır.
23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılmasıyla başlayan Dönemde ise 1921 ve 1924 Yıllarında Meclis 2 kez Anayasa yapmıştır. 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilanından sonra yapılan 1924 Anayasası ise Cumhuriyet Döneminin ilk yapılan Anayasası olmasından dolayı ayrı bir önem taşımaktadır.
Cumhuriyet Döneminin ilk Anayasası özelliğini taşıyan 1924 Anayasası ise 27 Mayıs 1960 ihtilaline kadar yürürlükte kalmış, Kurucu Meclisin yaptığı 1961 Anayasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. 1924 Anayasası yürürlükte kaldığı 36 yılda 7 kez değişikliğe uğramıştır.
Ülkemizin en çağdaş, en demokratik Anayasası olarak tanımlanan 1961 Anayasası 9 Temmuz 1961 tarihinde Halkın % 60,4 oyunu alarak kabul edilmiştir. 1961 Anayasası ilk kez referandumla kabul edilen anayasa olma özelliğini de taşımaktadır. 12 Eylül 1980 faşist darbesiyle yürürlükten kaldırılan 1961 Anayasası yürürlükte kaldığı 19 yılda 7 kez değişikliğe uğramış ve 54 maddesi değiştirilmiştir.
Anayasa değişikliği ile ilgili konulara girmeden önce 12 Eylül 1980 faşist cuntasının yaptığı 1982 Anayasasından bugünlere nasıl gelindiğine de bakmakta yarar olacaktır.
1982 Anayasası 18.Ekim 1982 de Halk oylamasına sunularak, % 92 oyla kabul edilmiştir. Büyük çoğunlukla kabul edilen Anayasanın en önemli maddelerinden biri Anayasanın kabulü ile birlikte Kenan Evren’in de Cumhurbaşkanı seçilmesiydi. Kabul edilen Anayasadaki bir diğer önemli madde ise Faşist cuntanın izin vereceği yeni kurulacak Siyasi Partilerin katılımıyla 1 yıl içerisinde Milletvekili Genel Seçimlerinin yapılacak olmasıydı. Anayasanın bu hükmü gereğince de 1983 Mayısında kurulan Anavatan Partisi(ANAP), Halkçı Parti (HP)ve Milliyetçi Demokrasi Partisinin(MDP)katılımıyla 6 Kasım 1983 Pazar günü Milletvekili Seçimleri yapıldı. 1982 Anayasasının geçici maddesi gereğince yeni seçilen milletvekillerinin yemini sonrasında TBMM ‘de Meclis Başkanlık Divanı oluşunca 12 Eylül darbesini yapan kuvvet komutanlarının Devlet Konseyindeki varlıkları da sona ermiş oldu.
1982 Anayasasının referandumda % 92 gibi büyük oranda kabul edilmesindeki en önemli temel neden işte bu geçici madde idi. Demokrasiden yana olan taban mümkün olabilecek en kısa sürede siyasi partilerin kurularak, Milletvekili Seçimlerinin yapılmasını ve sonrasında da TBMM açılarak, demokrasiye geçişin sağlanmasını amaçlıyordu. Bu sayede faşist cuntanın gidişi için Halkoyuna sunulan bu Anayasanın kabul edilmesini Ülkenin kurtuluşu olarak görüyorlardı.
7 Kısımdan oluşan 1982 Anayasasında 177 daimi, 16 da geçici madde bulunuyordu.
Kabul edilmesinin üzerinden 42 Yıl geçen 1982 Anayasasında bu güne değin 2’si referandumda, 30’u ise aynı maddelerde olmak üzere 134 Maddesi değişti. Diğer bir ifadeyle daimi 177 maddenin % 75’i değişmiş oldu.
1982 Anayasasının 1. Maddesi Türkiye Devletinin bir Cumhuriyet olduğunu,
2. Maddesi Cumhuriyetin nitelikleri kapsamında Türkiye Cumhuriyetinin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğunu,
3. Maddesinde ise Türkiye Devletinin, Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu, Dilinin Türkçe, Bayrağının, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayrak olduğu, Milli marşının "İstiklal Marşı”, Başkentinin ise Ankara olduğu hükmü yer almaktadır.
Anayasanın 4. Maddesinde ise Anayasada değiştirilemeyecek hükümler yer almaktadır. Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. Maddesindeki hükümlerin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ifadeleri yer almaktadır.
Anayasanın ilk 3 maddesini güvence altına alan işte bu 4. Maddedir. Bu maddenin kaldırılması Anayasanın ilk 3 Maddesinin de yürürlükten kaldırılmasının yolunu açmak anlamına gelmektedir.
Geçtiğimiz günlerde Cumhur İttifakı bileşenleri kapsamında yer alan HÜDAPAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu doğrudan Anayasanın 4. Maddesinin yürürlükten kaldırılmasını teklif ederek, bu konuda yeni bir tartışma başlattı.
Anayasanın Mecliste kabul edilebilmesi için 401 Milletvekilinin kabul oyu gerekmektedir. Referandum için ise 360 Milletvekilinin oyu yeterli olmaktadır.
Bugün itibariyle TBMM’de partilerin milletvekili sayılarına bakacak olursak;
AKP:266, CHP:128, DEM:57, MHP:50, İYİP:30, SP:20, DEVA:15, HÜDAPAR:4, YRP:4, TİP:3, DP:3, DBP:2, EMEP:2, DSP:1, BAĞIMSIZ:8
Bugünkü sandalye dağılımına göre Cumhur İttifakını oluşturan AKP, MHP, HÜDAPAR ve DSP’den 321 Milletvekili ittifakın hazırlayacağı anayasa değişikliği teklifine kabul oyu verebilecektir. Cumhur İttifakının Anayasa değişikliğini referanduma götürebilmek için İttifakın dışında yer alan diğer partilerden 40 Milletvekilinin daha desteği gerekmektedir. Ancak, diğer partilerin bugünkü koşullarda AKP, MHP ve dahi HÜDAPAR’ın hazırlayacağı Anayasa değişikliği teklifine sıcak bakarak, bu teklifi destekleyeceklerini beklemek hayalci bir yaklaşım gibi görünmektedir.
AKP, Cumhurbaşkanlığı Seçimini kaybedeceğini anladığı anda Anayasa değişiklik talebine CHP’den destek alabilmek için Parlamenter Demokratik Sisteme geçiş kozunu CHP’ye teklif edebilecektir. CHP’nin bu gibi tekliflerde çok dikkatli olması ve buna benzer tuzak tekliflere aldanmaması önem taşımaktadır. Çünkü bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Cumhurbaşkanına verilmiş olan geniş yetkilerin CHP’li bir Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmasına AKP hiçbir zaman sıcak bakmayacaktır. Zira CHP, Cumhurbaşkanlığı Seçimini kazandığı takdirde mevcut sistemle ilgili süreci iyi yöneterek, 2018 öncesine kalıcı dönüş için çalışma başlatmalı ve Parlamenter Demokratik Sisteme geçişi belli bir süreç sonrasında sağlamalıdır. Diğer bir ifadeyle bu geçiş sürecini akılcı ve bilinçli bir sistemle yönetmelidir.
Bunların yanı sıra AKP ve ittifak ortağı MHP’nin Anayasanın hangi maddelerini değiştirmek istediklerini Partiler arası görüşmelere başlamadan önce net ve şeffaf olarak gerekçeleriyle birlikte Kamuoyuna açıklamaları zorunlu bir husus olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanının Konuyu ilk 4 maddeye sıkıştırmadan, “Biz nasıl bir anayasa yapmalıyız?' Bizim Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle herhangi bir sorunumuz söz konusu değil” söylemi ile HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasanın 4. Maddesinin kaldırılması talebi çelişen bir durumdur. Bu çelişki AKP ve MHP Grubunun Anayasa değişikliği teklifini resmiyete döktükten ve tekliflerini Kamuoyuna açıkladıktan sonra giderilecek ve Sayın Cumhurbaşkanın bu söylemi önem kazanacaktır. Bekleyip, göreceğiz.
TOROSLAR MAHALLESİNE KAYA MUTLU ADININ VERİLMESİ
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerine 10 Eylül ve 19 Eylül Tarihli yazılarımda yaptığım “AHDE VEFA” başlıklı çağrımı yineliyorum.
Bu konuyu 24 Eylül Salı günü NİL RTV de Prof. Dr. Erkan Aktaş’ın EKOPOLİTİK Programının konuğu olduğumda da Erkan Hoca ile birlikte gündeme getirmiş ve Mersin Büyükşehir Belediyesinin Sayın Başkanı Vahap Seçer ve Meclis Üyelerinin Efsane Başkan Kaya Mutlu’ya ahde vefalarını göstermelerini beklediğimizi ifade etmiştik. Programında Şahsıma yer verdiğinden ve görev yaptığım Kaya Mutlu dönemini açıklamalı bir biçimde anlatmamı sağladığından dolayı Erhan Aktaş Hocama ve NİL RTV Kurumuna teşekkür ederim.
*3. ÇEVRE YOLUNA VERİLEN ALİ KAYA MUTLU CADDESİ ADININ ALİ KAYA MUTLU BULVARI OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ VE RESMİ KAYITLARDA TESCİL EDİLMESİ
Bu konun gerçekleşmesi için Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerinin Meclise önerge sunmaları yeterli olacaktır.
Gerek Toroslar Mahallesine ya da eş değerde uygun olabilecek bir mahalleye KAYA MUTLU adı verilmesi, Ali Kaya Mutlu Caddesi adı verilen 3. Çevre Yolunun ALİ KAYA MUTLU BULVARI olarak tanımlanması ve resmi kayıtlara tescil edilmesi konularını mümkün olduğunca yazılarımda gündeme getireceğim ve takipçisi olacağım. Bu konulardaki ayrıntılı açıklamalar ve gerekçeler 10 Eylül 2024 ve 19 Eylül 2024 tarihlerinde Sonsestv de yayımlanan köşe yazılarımda yer almaktadır.
Münif APARI
30.09.2024