“Salla başını al maaşını” deyimi bir iş yapmadığı halde maaşını her ay düzenli olarak alanlar için kullanılır. Son zamanlarda buna bankamatik memurları da eklendi ancak konumuz o değil.
*
Devlet kademeleri ve birim yöneticileri öyle siyasallaştı ki; adamlar ne liyakat sahibi, ne birikimli ne de eğitimli. Cep telefonu haricinde dünyadaki teknolojik gelişmelere duyarsız, kendini yenilemekten yoksun, asli görevini savsaklayan, sorumluluğunu yerine getirmeyen kişilikler.
Düzgün, aldığı maaşın hakkını veren ve halka hizmet eden yöneticileri ayrı tutarak söylüyorum; adamlar kapmış köşeleri, şakşakçıları etrafına toplamış, halkın acil ihtiyaçlarından ve gerçeklikten kopmuş, “Denetleyen yok nasılsa, salla başını al maaşını” deyimini doğrularcasına masalarına kurulmuş, ayda yılda bir keyfi kaçırıldığında hemen atağa geçiverenlerden...
*
Maalesef bu kişiliklerden ülkemizin Mut da dahil, her ölçeğinde var. Gerçekte ise bunlar hakkın, hukukun, adaletin ve gelişmenin önünde ayak bağıdır.
*
Siyasi iktidar gelir, en üst düzeyde iktidarına yakın atamalar yapar ve ekibini oluşturur. Bu anlaşılır ve olması gerekendir ancak devletin her kademesinden en alt birimlerine kadar siyasallaştırmak devlet mekanizmasına yapılacak en büyük kötülüktür. Mekanizmayı çürütür.
*
Yazarlarımızdan öğretim üyesi, akademisyen Doç. Dr. Serpik TOMAK, 2 Mayıs 2024 tarihinde “KOOPERATİF GERÇEĞİ” başlıklı bir köşe yazısı ele aldı. Sayın TOMAK yazısında, kooperatifin amacı, tarihsel süreci ve geldiği noktayı değerlendirirken; Mut’un başlıca gelir kaynaklarından olan kayısı ve zeytin sezonlarında su yüzüne çıkan sorunlarından birisi olan “denetlenmeyen kooperatif” konusunu bilimsel verilerle ortaya koydu. Ülke genelinde denetlenen kooperatif oranının %1, denetlenmeyen kooperatif oranının ise %99’lerde olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum.
*
Bu köşe yazısından alınanlar ve ayağa fırlayanlar oldu...
Yine geçen kayısı sezonuna ilişkin bir söyleşide tespit edilen denetimsizlikler ve eksikler üzerine halde “dostlar alışverişte görsün” misali denetimle ilgili görümlük yaprak kımıltısı oldu.
Ancak;
Kooperatiflerin bile şikayetler dışında denetlenmediği bir yerde makbuz da kesilmez, vergi de kaçırılır, haksız komisyon da alınır. Ve en fazla kim zarar görür, üretici değil mi?
En son kayısı sezonunda üretici hasadını ya ucuza vermek zorunda kaldı, ya da parasını zamanında alamadı. Yani her ihtimalde köşeye sıkışan üretici oldu ve Mut’un parası buharlaştı.
Önümüzdeki zeytin sezonu ise ne olacağı meçhul...
*
Kim alınırsa alınsın, kim ayağa fırlarsa fırlasın, kimin rahatı bozulursa bozulsun biz; Mut üreticisinin, ilçemizin ve ülkemizin menfaatlerinden yana taraf olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.