Mersin'in Silifke ilçesinde yer alan ve dünyanın en güzel 13. koyu olarak bilinen Tisan Yarımadasında başlayan inşaat projeleri, bölge halkı ve çevre duyarlı vatandaşlar tarafından endişeyle takip ediliyor. Koruma altında olan bu bölge, Akdeniz foklarının yaşam ve üreme alanı olarak öne çıkıyor. Bu bölgeye bakanlık tarafından ÇED raporu istenmemesi ayrıca tartışmalara yol açtı...
Mersin Milletvekili Perihan Koca, bu konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıyarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanmak üzere aşağıdaki yazılı soru önergesini verdi.
Dünyanın en güzel 13. koyu olarak bilinen Mersin’in Silifke ilçesindeki Tisan Yarımadası’nın büyük bölümüne Mefa inşaatın sahibi müteahhit Emin Ucuz’un binlerce metre karelik hazine arazisine hukuk dışı bir şekilde el koyduğu ve Merkezi Ankara’da bulunan bir başka inşaat firması olan FARAS İnşaat Yapı Sanayii Ticaret Limited Şirketi’nce kurulan S.S FARAS Akdeniz Konut Yapı Kooperatifi’ne sattığı bilinmektedir. S.S FARAS Akdeniz Konut Yapı Kooperatifi ise bünyesinde haremlik-selamlık sosyal tesislerinde bulunacağı 1079 adet villa yapımı projesine start vermiştir. Projenin ilk halinde 285 blok, 1150 konut ve 7 dükkân yapımı planlanmışken sonrasında projede değişiklik yapılarak konut sayısı 1079’a düşürülmüş, bir otel eklenmiş ve dükkân sayısı 12’ye çıkarılmıştır. Adı geçen şirket, proje değişikliğinden sonra yeniden ÇED başvurusu yapmış ve ‘ÇED gerekli değildir’ raporunu almıştır.
Bilindiği üzere 20/2/1984 tarihli 18318 sayılı resmî gazetede “Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (BERN Sözleşmesi) Kapsamında “Akdeniz foklarının yaşama üreme alanı” olarak Tisan Adası ve kıyıları koruma altına alınmıştır.
Koruma altına alınan bölgenin inşaata açılması için önceki dönem MHP’li Silifke Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı bu bölgede yapılması düşünülen inşaat çalışması için ÇED raporu gerektirmez görüşü verilmiştir. Bölgede devam eden inşaatlar, canlı yaşamını, doğal dokuyu ve doğal dengeyi göz ardı ederek devam etmektedir. Söz konusu proje tüm yaşamı tehdit etmektedir. Projenin doğaya verdiği zararın bölge insanları, çevre örgütleri ve çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından da defalarca dile getirilmiş olmasına rağmen proje devam etmiştir.
Ancak, bölgede yer alan yapılaşmanın, 20 Şubat 1984 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve Türkiye’nin tarafı olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (BERN Sözleşmesi) kapsamında koruma altında olan Akdeniz foklarının yaşam alanlarını tehdit ettiği belirtiliyor.
Projeye ‘ÇED Gerekli Değildir’ raporu verilmiş olması, çevre dostları ve uzmanlar tarafından eleştiriliyor. Bölgedeki doğal doku, flora ve faunaya ciddi zararlar verdiği dile getirilen projeye karşı çevre örgütleri ve sivil toplum kuruluşları uzun zamandır seslerini duyurmaya çalışıyor.
Milletvekili Koca’nın Soru Önergesi
Milletvekili Perihan Koca’nın Bakan Kurum’a yönelttiği sorular şu şekilde:
-
Hazine arazilerinin satışında bakanlığınızın uyguladığı kriter nedir? Bu arazileri alacak tüzel ve gerçek kişiler için uygulanan kriterler nelerdir?
-
BERN Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınan Tisan Adası ve kıyıları, hangi yasal düzenlemeye dayanarak satışa sunulmuştur?
-
Özel koruma bölgelerinin imara açılması ve müteahhitlerin buradan devasa rant elde etmesi bakanlığınızın özel olarak ilgilendiği projeler midir?
-
Akdeniz foklarının yaşam alanı olan bölgelerde, bakanlığınızın doğal yaşamı koruma ve sözleşmeye uygun çalışmaları nelerdir?
Tisan’ın Geleceği Tehdit Altında
Tisan Yarımadası, şeffaf ve turkuaz rengi denizi, benzersiz bitki örtüsü ve yaban hayatı ile Akdeniz’in en özel köşelerinden biri olarak biliniyor. Ancak, doğa harikası olarak ifade edilen bu koyun korunması ve bölgedeki ekolojik dengenin bozulmaması için yeterli önlemlerin alınmadığına dair eleştiriler giderek artıyor.
