Kadın Voleybol Milli Takımının ABD Milli Takımıyla yaptığı maçta TRT ekranlarına yansıyan bir kadının 25 saniyelik görüntüsü kamuoyunda ve özellikle ‘’ahlaklı muhafazakar’’ çevrelerinde çok tartışıldı.Neymiş efendim,devletin resmi kanalında ve milyonlarca insanın izlediği bir saat diliminde böyle bir görüntü nasıl olabilir? TRT ise olaydan birkaç gün sonra yaptığı kamuoyu bilgilendirmesinde canlı yayın sırasında yayına müdahale edemedikllerini açıkladı ve üzgün olduklarını açıkladılar.
Üzgün olmaları beni zerre kadar ilgilendirmez ama,’’yayına müdahale edemedik’’ sözü üzerine gelin kısa bir tarihsel sosyolojik okuma şimarıklığı yapalım derim.
Osmanlı’dan beri dillere pelesenk olmuş eski ve artık bir kadavra yerine kullanılan bir klişedir,Batı’nın teknolojisini alalım ama kültürü bizim eşikten içeri girmesin saçmalığı.
TRT devasa gücüyle kapının eşiğini kontrol edemiyorsa eğer, senin işin gerçekten zor ‘’ahlaklı muhafazakar’’ kardeşim.
Osmanlı’nın Batı’nın kazığına oturtulduğu milad,Gerileme Dönemi’nin başlangıcı olarak kabul edilen Karlofça Antlaşması’dir ve bu antlaşma Osmanlı diplomasisinin Batı’ya verdiği ilk tavizdir.Bu antlaşmanın başka bir önemi ise Osmanlı’nın ilk kez Batı’da toprak kaybetmiş olmasıdır.’’Toplumsal koşullar değişmeyi zorunlu kılar’’ retoriğinin karşılık bulduğu bir realiteden söz edeceksek
eğer,bu da Osmanlı’nın Karlofça Antlaşması’dan sonra mecburen çareyi yenildiği Batı’nın önce askeri teknoljisini alması,sonra da her alanda modernleşme sürecine girmesi olmuştur.
Şimdi yukarıda sorduğumuz sorumuza gelelim.Batı’nın teknolojisini alan,moderleşmenin sonuçlarına katlanır mı sorusu yani.Son iki yüz yıllık modernleşme/değişme sürecinde bu tartışma meselemizin odağında oldu.
Konuyu fazla detaylandırmadan özetlersek;Osmanlı,çöküşü durdurmak ve moderleşmek amacıyla 18.yüzyıldan itibaren askeri alan başta olmak üzere Batı’ya yönelmiş ve bunu bir devlet politikası haline getirmiştir.Bunun sonucunda da Tanzimat ile birlikte sosyal ve kültürel değişim önlenemez bir hızla devam etmiştir.Bu değişimin yarattığı sonuçlar kendini eğitimde de göstermiş ve Batı tarzı yeni bir yaşam biçiminin yansımasına yol açmıştır.Bu değişimin yarattığı sosyoloji üzerinde yeni bir edebiyat anlayışı doğmuş,roman ve şiirde Batı’nın etkisi görülmeye başlanmıştı.Şerif Mardın’in tespitiyle, Osmanlı’nın düşünsel değişiminde edebiyat çok önemli bir etki alanı olmuştur.Bu anlamda,Reracaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası,erken dönem Türk moderleşme dinamiklerini ortaya koyan bir öncü roman niteliğindedir.Bu romanda Batı’nın alafrangalığı üzerinde toplumdaki ‘’yeni bireyin’’ okunması tasarlanmıştır.
İşte Osmanlı’nın Tanzimat ile başlayan sosyal ve kültürel değişimin modernite karşıtı sosyoloji üzerindeki etkisi/itirazı
21.yüzyılda da devam ediyor ve son yirmi yıllık süreçte tekrar iktidar dili olan yeni İslamcılcılık söylem ile devam edecek gibi.
Yazımızın başında bir metafor olarak veridiğim TRT’nin bir maçtaki kadının ekranlara yansıyan ve kamuoyunda ‘’TRT ‘de meme skandalı’’ başlığıyla gündem olan tartışmanın kökleri anlatmaya çalıştığım bu tarihsel sürecin yeni bir yansıması.
Sonuca doğru gelirken toparlarsak;Batı teknolojisinin Doğu üzerinde yarattığı toplumsal değişimin yansıması kültürdür ve tarihsel pratiklerden de görüleceği üzere bundan kaçmak mümkün değildir.Cola,milli içecek ayranın,döpiyes şalvarın yerini alacaktır.Bilginin avuç içine ve küçük bir aparatla kulağın içine kadar ulaştığı bu teknoloji çağda hiçbir bariyer bunu engelleyemez.
Teknolojiyi veren kültürü de verir.Sana da gün ortasında içine sindirmezsen de ekranda meme izlemek kalır.
İtiraf edeyim,TRT sunucusunun haykırdığı gibi;Hepimiz de keyif aldık..
Teşekkürler TRT..