GÜNCEL

Türkler için Danışma Kurulu(İOT) abesle iştigal etmemeli

Abone Ol

Geçmişte, ‘Türkiye’den evlenmeyin’ raporu hazırlayan İOT, Hollanda Adalet Bakanı Yeşilgöz ile görüşememeyi saptırırken, şimdi de Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’ndan istenen, ‘Uçak biletlerini ucuzlatın’ çağrısına gelen olumsuz cevabı çarpıtmaya çalıştı.

‘Dünyada eşi ve benzeri yok’ diye sitayişle söz ettiğim İOT, sübvansiyonun kesilmesinden sonra ayakta durma mücadelesi verip, sponsorlukla ayakta durmaya çalışırken, abes işlere girmemeli.

İlhan KARAÇAY yazdı:

Türkler İçin Danışma Kurulu’nu (Inspraakorgaan Turken in Nederland IOT), ilk kurulduğu günlerde ‘Dünyada eşi benzeri olmayan bir kuruluş’ diye sitayişle övmüş ve sonrasında da yaptığı yararlı çalışmaları sürekli övmüştüm.
Öyle ya, Hollanda’da bulunan, çeşitli siyasi ve dini görüşlere mensup 8 Türk Federasyonunun bir çatı altında toplanıp, Türk toplumu yararına çalışmalar yapacak olması çok önemliydi.
İOT’nin kurulma isteği Hollanda hükümetinden gelmişti. Ülkede bulunan Türk toplumu için hükümete danışmanlık yapması için kurulan İOT, gerekli sübvansiyonu yeterince alıyordu.
Ne var ki, böylesi bir kuruluşun, aldığı sübvansiyon nedeniyle hükümete yalakalı yapacağını sananlar, hayal kırıklığına uğrayınca, sübvansiyonun kesilmesi uzun sürmedi.
Tabii ki sübvansiyon kesilince de, Türk Federasyonları içinde de hoşnutsuzluk baş gösterdi ve Kurul’u oluşturan federasyonlar da değişkenlik gösterdi.

Şimdi ise sübvansiyonu kesilen İOT, sponsorluklar ile ayakta durmaya çalışıyor.

Türkler İçin Danışma Kurulu İOT’nin başkanlığını Zeki Baran yürütürken, Ahmet Azdural da müdürlüğünü yapıyor.
Zeki Baran, haksızlığa uğrayan Türk toplumunun haklarını savunmak için sık sık ortaya çıkıyor ama, bazı girişimlerindeki olumsuzlukları da örtbas etme meyline düşüyor. Bazen de abesle iştigal etme durumu doğuyor.
Abesle iştigal etmek sözü, boş işlerle uğraşmak, boşa zaman geçirmek ve gereksiz alakasız işlerle uğraşmak anlamını taşır. Abes kelimesi gerekli olmayan lüzumsuz anlamında bir kelimedir. İştigal kelimesi ise uğraşmak uğraşı anlamına gelir.

İşte, Zeki Baran’ın son abes ile iştigali:
Hollanda’daki yurttaşlarımız, uçak biletlerinin pahalı oluşundan yakınmışlar. Bu durumu göz önüne alan Baran, hemen kağıda kaleme sarılmış ve Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’na bir mektup döşenmiş.
‘Yurttaşlarımız mağdur oluyor, uçak biletleri için tavan fiyat koyun’ diye yazmış Zeki kardeşimiz…

Bu konuyu haber olarak gönderen İOT’nin bu girişimi bana göre, abesle iştigaldi.
Zira, Hollanda kolonisi Curacao’ya 1000 euroya uçan bir KLM varken, buna karşı Corendon’un 375 euroya uçacağı haberleri geliyor. Bu da gösteriyor ki, her ülkede bir serbest piyasa ekonomi vardır.
Türk Bakan’dan da bu konuda olumsuz bir cevap geleceğini biliyorduk.

Bakan’a gönderdikleri ilk mektup hakkında basın bülteni gönderen İOT, aynı Bakan’dan gelen olumsuz cevabı da bir bülten ile duyurdu. Bakanlığın, bilet fiyatlarının daha uygun hale gelebilmesi amacıyla rekabetçi bir ortamın teşvik edildiğini belirten İOT, bunu da olumlu bir sonuç olarak ortaya koydu.

HOLLANDA ADALET BAKANI
Zeki Baran, Hollanda Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’e gönderdikleri bir mektuba gelen cevabı da çarpıtarak yayınlamıştı. Hollanda’da Kur’an yakma olayı hakkında Bakan’a şikâyette bulunan Zeki Baran, Bakan’a gönderdikleri mektubu da bir bülten ile duyurmuştu.
Daha sonra Bakan’dan gelen olumsuz cevabı da çarpıtan Baran, Bakan’ın kendileri ile görüşmesi için randevu verdiğini belirtmişti. Kaldı ki Bakanın verdiği randevu kendisi ile değil, yardımcıları ileydi.

Bakınız, Bakan Yeşilgöz konusundaki haberimde neler yazmıştım:

Türkler İçin Danışma Kurulu’nun, Kur’an yırtma eylemini protesto amacıyla, Türkler ve Faslılar adına mektup gönderdiği Adalet ve Güvenlik Bakanı Dilan Yeşilgöz’ün iadei cevabını memnuniyet ile karşılayanlar, diplomatik bir dil ile yazılmış olan cevabın, ‘Laf olsun, torba dolsun’ içerikli bir cevap olduğunu anlayamadılar veya anlamazdan geldiler.

Türkler İçin Danışma Kurulu Başkanı Zeki Baran, sosyal medya kanalıyla yaptığı duyuruda, Bakan’dan gelen Hollandaca mektubun yanında şunları yazdı: “Sayın Adalet Bakanı’na yazdığımız mektup için verdiği cevaba Teşekkür ediyoruz. İsteğimizi kabul ederek, bizimle görüşmek istemesi memmuniyet verici. Müslümanların kutsal kitabını yakmak veya yırtmak gibi eylemlerin düşünce özgürlüğü ile bir alakası yoktur. Bu, doğrudan kin, nefret, toplumun bir bölümüne ayrımcılık yapmaktır. Sayın Bakan ile yapacağımız görüşmede, bu gibi eylemlerin önüne geçilmesi için gerekenin yapılmasını önereceğiz.”

GÖRÜŞME BAKAN İLE DEĞİL GENEL MÜDÜR İLE

Zeki Baran’ın açıklamasında, ‘Bakan ile yapılacak olan görüşme’den söz ediliyor. Kaldı ki Bakan mektubunda, görüşmenin Yargı Koruma Genel Müdürü ile yapılacağını belirtmiş. “Bu konuda Bakanlığımın çalışanları sizinle temasa geçecektir. Müslüman ayrımcılığı temasını genişçe ele almak için bazı organizasyonlar ile de görüşeceğim” diyen Bakan Yeşilgöz, mektubunu, Hollandaca deyimi ile ‘Bla bla bla’ ile doldurmuş.

Bakan’ın, ‘Bla bla bla’larından biri de şöyle: “Kur’an yırtma ve tekmeleme eyleminin, İslam toplumu üzerinde huzursuzluk ve kızgınlık yarattığını biliyorum. Bu konuda 24 Şubat’ta meclise yazdığım mektupta, bunun kabul edilemez olduğunu belirtmiştim.”

Bakan bunları söylüyor ama, ardından da protesto özgürlüğünden, kimin ne yapacağını önceden bilememekten, protesto yasaklamanın sansür kabul edileceğinden, protesto izinlerinin Belediye Başkanı tarafından verildiğinden ve de, suç işlenip işlenmediğini savcılığın ortaya çıkaracağından söz ediyor ve ekliyor: “Bu konuda ben, Adalet ve Güvenlik Bakanı olarak görüş belirtemem.”

İyi de sayın Bakan, adını bile anmak istemediğim, kışkırtıcı islam düşmanı eylemci, Kur’an sayfalarını yırtacağını önceden bildirmemiş miydi?
Daha önceleri de, cami önlerinde, mangalda domuz kızartma eylemi için izin istenmişti. Rotterdam Belediye Başkanı Ebutaleb, demokrasi budalılığı ile bu eyleme izin vermemiş miydi? Buna karşı da Lahey, Utrecht, Arnhem ve Gouda Belediye Başkanları ret etmemişler miydi?
Savcılık, bu gibi eylemlerin kışkırtıcılık olduğunu ve istenmeyecek olayların meydana gelebileceğini hesaba katamıyor muydu?

TÜRKİYE’DEN EVLENMEYİN
İOT’nin geçmişte bir hatası daha olmuştu.
Bakanlıktan, Türkler arasındaki evlilikler konusunda bir rapor hazırlanması için 75 bin euro alan İOT,

Hazırlanan raporda aile evliliklerinin sağlıksız olduğu görüşü ile süslediği raporu olumsuz bir şekilde tamamlamıştı. O zamanla da bu raporun yazılışını sert bir şekilde eleştirmiştim.

SON SÖZ
Hollanda’daki Türk toplumu için yararlı faaliyetleri olduğu bir greçek olan İOT, para desteği olmayınca bocalamaya başlamıştır. Ne var ki bu zor durum en çok Başkan Zeki Baran’ı zor duruma sokmaktadır.
Şimdi yapılması gereken, Türk kuruluşlarının dizginleri eline almasıdır.
Bu konuda, ya Hükümet’e baskı yapılmalı, ya da Türk kuruluşlar ellerini ceplerine atmalı.
Parasızlık, insanları olduğu gibi kuruluşları da yanlış yola sevkedebilir.
Bu nedenle, Zeki Baran başkanlığındaki şimdiki İOT’nin bocamalarına da olumlu bir göz ile bakılmalı.
Haydi hayırlısı…