".. Belediye başkanları arasında bir tek Vahap Seçer, her fırsatta cesurca iktidarın anti-demokratik uygulamalarına başkaldırıyor. Peki ya diğerleri?... "

Mersin CHP'de ilginç suskunluk ve vurdum duymazlık dikkatinizi çekmiyor mu? 

Seçim dönemlerinde meydanlarda, sokaklarda, açılışlarda yankılanan CHP’li adayların sesi, sandıklar açılıp da koltuklara oturduklarında giderek kısılıyor mu?

Milletvekilleri, seçim öncesi halkın arasında olup iktidarın baskıcı politikalarını anlatırken, Ankara’ya gittikten sonra ancak bir açılış ya da etkinlik bulduklarında Mersin’de görünüyorlar.

Belediye başkanları arasında ise bir tek Vahap Seçer, her fırsatta cesurca iktidarın anti-demokratik uygulamalarına başkaldırıyor. Peki ya diğerleri?

Bugün belediye başkanlarının sokak gezilerinde, açılış törenlerinde ya da halkla buluşmalarında ülkenin geleceğiyle ilgili endişelerini yüksek sesle dile getirdiklerini göremiyoruz.

Koltuklarını kaybetme korkusu mu onları susturuyor? Oysa yerel yöneticilerin yalnızca hizmet yapmakla kalmayıp halkı aydınlatma, geleceğe dair umut ve mücadele ruhu aşılamak gibi bir sorumlulukları da var.

Cumhuriyet elden giderken, demokrasi her gün biraz daha zedelenirken, meclis üyelerinin ve belediye başkanlarının halkı örgütleyip bilinçlendirme görevini üstlenmesi gerekiyor. Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi: "Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!" İş işten geçmeden, sıra size gelmeden harekete geçin.

Korkunun ecele faydası yok!