Demokrasiye Kelepçe Vurulamaz

Demokrasilerde halk iradesi kutsaldır. Sandıkla gelenin yine halkın iradesiyle gitmesi esastır. Oysa bugün yaşananlar, bu temel ilkeyi ciddi şekilde zedelemektedir.

Ekrem İmamoğlu ve seçilmiş belediye başkanlarının gözaltına alınması, sadece kişilere yönelik bir müdahale değildir; bu, doğrudan halkın tercihine, demokrasiye ve özgürlüklere yönelik bir baskıdır. Bu tutum, farklı düşüncelerin susturulmak istendiği, eleştiriye tahammülün giderek azaldığı bir tabloyu gözler önüne seriyor.

Demokrasinin gerçek gücü; farklı seslerin bir arada var olabilmesindedir. Özgürlük, sadece iktidarın değil, muhalefetin de konuşabildiği bir ortamla anlam kazanır. Eğer bir ülkede halkın oyuyla seçilenler, siyasi baskılarla susturulmak isteniyorsa, o ülkede adaletin terazisi çoktan bozulmuş demektir.

Bugün yaşananlar karşısında sessiz kalmak, yarın daha büyük suskunluklara zemin hazırlamak olur. Çünkü özgürlükler bir kez geri adım attığında, bir daha kolay kolay geri gelmez.

Biz, demokrasiden yana olanlar olarak, bu sürecin takipçisi olacağız. Çünkü inanıyoruz ki; halkın iradesi, hiçbir gücün baskısıyla yok edilemez. Ve özgürlük eninde sonunda yolunu bulur.

Vali Atilla Toros 1

Basına Yeni Sayfa Açılmalı

Mersin Valiliği’nin “tanıtıcı basın kartı” uygulamasına son vermesi, yerel basın adına geç kalınmış ama doğru bir adım olarak değerlendirilmelidir. Çünkü uzun süredir bu uygulama, mesleğini ciddiyetle yapan gazeteciler ile gazetecilik adı altında protokol masalarında boy gösteren bazı kişileri aynı kefeye koyuyordu.

Bugün artık net bir ayrım yapılmalı: Bu işi gerçek anlamda yapan, kurumsal yapıya sahip, vergisini ödeyen, sigortalı gazeteci çalıştıran yayın kuruluşları ile “etiket taşıyan” isimler birbirinden ayrılmalıdır. Basın protokol listeleri de buna göre yeniden şekillenmelidir.

Valiliğin bu kararı, eğer doğru bir adımla tamamlanırsa, Mersin’de basın adına temiz ve profesyonel bir sayfa açılabilir. Hep aynı isimlerin davet edildiği, mesleki karşılığı olmayan toplantı görüntülerinden artık vazgeçmenin zamanıdır.

Çünkü halkın güveneceği basın, önce kendi içinde adaletli bir sistem kurmak zorundadır.