Evet sevgili dostlar, yine bir BAYRAM günü geldi çattı; şöyle bir çocukluğuma gittim ve kafamda gerçekten MUTLULUK perileri uçuştu, neden? Çünkü o bayramları,dört gözle beklerdik, iple çekerdik.. Bir gün önce, ki durumumuz o kadar iyi değildi... Ailemin bütçesi doğrultusunda alınan CİCİLER, özellikle ayakkabı yastığımızın başucunda olurdu...

Sabah olması için ERKENDEN yatar ama gözümüzü bir türlü uyku tutmazdı; çünkü "yarın kime gidelim, kim daha çok PARA verir, şu amca daha çok ET verir mi, şu teyzem daha çok verir, şu komşu daha çok verir" gibi hesaplar yapardık.. Yoksulduk ama içimizde paha biçilemez mutluluklar oluşurdu... Bir de bilmiş bilmiş kardeşlerim ve arkadaşlarımla iddiaya girerdik; "bu amca daha çok verecek, bu teyze daha çok verecek, bu komşumuz daha çok verecek gibi".. Elbiselerimiz ise pek yeni olmazdı; annem çevremizin verdiği küçülmüş kıyafetleri düzenler, ütüler, dikişli yerlerini kendine göre düzeltir, bizlere giydirirdi..

En yeni eşyalarımız ise AYAKKABI olurdu, ki lastik ayakkabı.. O zaman en büyük lükstü.. Bazı zengin çocuklarda görürdük, böyle esem spor onlara imrenirdik ama bizim için o lastik ayakkabı, gerçekten büyük bir lükstü, akrabalarımızdan gelen onların çocuklarının küçülmüş giysilerini bile mutlulukla giyerdik... Kısaca çocuksu, saf duygularla, bayramı "BAYRAM "gibi kutlardık ama şimdi maddi gücümüz yerinde olmasına rağmen bir şeyler EKSİK ; mesela mutluluk.... MUTLU değiliz; aynı apartmanda komşu, komşuya selam vermiyor, verse bile dudak ucuyla...Komşu ziyaretleri yok, akraba ziyaretleri yok, cenaze ziyaretleri zaten yemek menüsüne dönüştü...Şimdi yalandan, sanal alemde (Facebook, Instagram gibi yerlerde) sahte gülücüklerle, sahte emojilerle bir müzikle, iki satırla, TATİL yörelerinden görüntülü konuşmayla AİLE büyüklerini arıyor, bayramlarını kutluyoruz... Bazı değerlerimizi kaybettiğimize gerçekten ama gerçekten çok üzülüyorum ve o eski günleri çok ÖZLÜYORUM...

Saygılarımla...