‘..NATO Kafa, NATO mermer demek... Öyle bir işkenceden geçtim ki, Babama, “oğlun işkencede öldü’ dedikleri zaman beyin damarlarını kendine küstürerek...'
Benim Babam, hafta sonlarının bir gününü evinde tam gün dinlenerek geçiren
ve bu dinlenmeye çok fazlasıyla ihtiyaç duyan el, kol, ayak ve beynini tüketen biriydi.
O bir Şef Garson'du!
Gecesi gündüzü olmadığı gibi,
Şapkası da yoktu!
Adam gibi adam ve adamın dibiydi!
Çok genç öldü!
Hem de benim yüzümden...
1980 Eylül-Ekim- Kasım ayları Askeri darbenin en şiddetli olduğu aylar.
Astıkları astık, kestikleri kestik dönemi.
Gestapo darbecilere hesap sormak?
Yok böyle bir hayat!
Böylesi bir kara ve korkulu dönem...
Ben ve benim gibilerin işkencelerde acı içinde, sabırla günlerini saydığı, sakat kaldığı, öldüğü zamanlardı.
‘Öyle bir işkenceden geçtim ki,
Babama, “oğlun işkencede öldü’ dedikleri zaman beyin damarlarını kendine küstürerek yaşama el salladı.
Hastane köşesin de üç gün içinde yaşamdan koptu!
O benim üzüntümden öldü…
Bir cana, bir güzel can yok oldu!
Bense bugün ayaktayım.
Yaşama, işkencelere direndim.
Ahte-vefasızlar dünyasında;
Hesap sormak için!..
Ve bugün O hala benim rol modelim.
Kral babam…
Ruhun şad olsun!
...
Benim Babam çok okurdu.
Okuyanın okuduğunu anlamadığı zaman,
Ya da söyleneni anlamayanlar için:
‘Bundan bir şey olmaz!
Bu NATO kafa NATO mermer’ der geçerdi…
Günümüz insanları bu deyimin manası bilmez.
Anlamı şu:
“Söz anlamaz, söz dinlemez taş gibi kafa!”
Bugün çevremizde önemli zat diye dolaşan, bizleri yöneten, hatta ilçelerimizi yönettiklerini zanneden bazı Belediye Başkanları,
Ne yazık ki;
Hala NATO kafa NATO mermer!
Uyarmak benden!