Her renkten insanı kucaklamak, rahat ve huzurlu bir yaşam sunmak varken neden dışlıyoruz? Açlığa, sefalete, mutsuzluğa ve acıya sürüklemek niye?

Gazeteciler, Toplumun Yaşadıklarına Sessiz Kalabilir mi?

Akdeniz sahillerinin sıcak insanlarıyız. Sevgi yüklüyüz. Ancak ülkede yaşanan demokrasi dışı hareketler, baskılar, gözaltılar hepimizi derinden etkiliyor ve üzüyor. Mutsuzluğumuz artıyor. Geleceğe güvenle bakmak giderek zorlaşıyor. Pusulamız şaştı.

Bugün kime ne olacak? Kimler gözaltına alınacak, kimler tutuklanacak?

Oysa ülkemiz verimli toprakları, engin denizi ve yedi bölgesiyle hepimize yetecek kadar zenginliklere sahip. Doğası muhteşem, yaşanılası güzelliklerle dolu. Peki, neyi paylaşamıyoruz?

Her renkten insanı kucaklamak, rahat ve huzurlu bir yaşam sunmak varken neden dışlıyoruz? Açlığa, sefalete, mutsuzluğa ve acıya sürüklemek niye?

Toplumun tüm sıkıntıları biz gazetecileri de doğrudan etkiliyor. Sorunları yazdığımız, gerçekleri dile getirdiğimiz için başımıza gelmeyen kalmıyor. Ya "bizden değilsin" diyerek dışlanıyoruz ya da işsiz bırakılıyoruz. Sıkıntılarımız kilometrelerce uzunlukta...

Ama biz yine de etik kurallar çerçevesinde, halkımız adına, namuslu gazeteciliği sürdürmeye devam edeceğiz.

Ve bilinmesini istiyoruz ki:

Günümüzde gazetecilik yapmak yürek istiyor. Cesaret istiyor. Etik duruş, onurlu bir tavır ve namus istiyor. Helal kazanç istiyor.

Tüm bunları yerine getirebilmek için yoklukla, gazetelerimizin kapanmasıyla, işsiz kalma korkusuyla mücadele ediyoruz.

Buna rağmen, mesleğini onuruyla sürdüren tüm meslektaşlarımı yürekten kutluyorum.

Ülke olarak hep birlikte, mutlu bir yaşama yelken açmak umuduyla...

#GazetecilikYürekİster