Büyük acıların yaşandığı depremin en çıplak günlerinin başlangıcındayız!..
Ölüler, yaralılar...
Yığın haline gelen ve altında hala kaç canın oduğunu bilmediğimiz, zamanında yüksek yüksek yapılan binalarının enkazı...
Milyonlarca gözü yaşlı evsizler...
Bu binaları inşa edenler, göz yumanlar...
Ve bunca acıyı görmezden gelenler...
Sahipsizliği fırsat bilenler:
Yalancılar, yabancılar, yağmacılar!!!
...
Yüzlerce yılın geçtiği, büyük bir depremle yok olan Soli'nin geride kalan harabelerinin içinde kalan sütunları, gözümün önüne geldi!
Neşet Tarhan'ın Mezitli'sinde gözyumduğu, yapım aşamasına geçilen gökdeleninin bitmiş halini düşünüyorum!
Yaşadığımız, yüreklerimizin dağlandığı şu büyük depremin hemen öncesinde, Mezitli de gökdelene karşı oluşlarını, kentli bilinciyle, sosyal medyalarında paylaşan, iki değerli insana ( biri gazeteci diğeri ünlü bir mimar) rantcı sivri dillilerin saldırılarını düşünüyorum!
Bu iki insanın kısa ve uyarıcı açıklamasını kaynak alarak, ilk haber yapan gazeteci olarak kendimin, 8 dönem Başkanlık yaptığım MGC salonlarında acımasızca infazını düşünüyorum...
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'in konuyu ele alıp, Tarhan'ı adeta sözle dövdüğü belediye meclisinde olası felaketleri dile getirişini, Mezitliye gökdelen yapılmasına karşı çıkışını düşünüyorum...
'Duyarlı birkaç gazeteci de konuya el atmış, Tarhan'a karşı çıkmışlardı!' diye düşünüyorum...
'Tarhan ne yaptı?' diye düşünüyorum...
Tarhan ne mi yaptı?
Mahalle baskısından kurtulmak ve çarketmek için günlerce düşünüp, kaşındıktan sonra daha önce kendisininde ev aldığı öne sürülen kaçak siteye torpilli ruhsat verilmesine aracı olduğu müteahhidin yapacağı sıfır deniz ucube kazık gökdelenini basın toplantısında önce savundu.
Sonra çark etti!!
Konuyu kamuoyuna taşıyan bizlere de veryansın!..
Neşet Tarhan maske taktığı o basın toplantısında, üstü kapalı bana saldırdığında: kendisine alkış tutanlar; sıfır dere yatağında halkın parasıyla yaptırdığı binayı rüşvet olarak verdiği MGC'ye çökmüş, ağzıya bal sürülmüş, müsvetteler, gazeteciliğini yitirmişler idi!
Hatta duayen dedikleri birisi de, önceden gölgesine bile kurşun sıktığı okyanus ötesi, iltisaklı, gözaltılı ile aynı kaba işeyip, namuslu gazatecilere 'tetikçi' diyecek kadar gözünü karartıp Tarhan'ın yanında saf tuttmuştu!!
İşte bugün on binlerce insanın öldüğü, yüzbinlerin yaralandığı, milyonların evsiz kaldığı, aynı anda iki kez yaşadığımız 10 ili kapsayan acı deprem!..
'Deprem bir Türkiye gerçeğidir!'
Aklı selim herkes böyle söylüyor!
Böyle düşünüyor...
Büyük bir depremin yaşanması olasılığı bilim adamlarınca söylenen Mersin'de, sıfır sahile zemin +32 kat bina yapmak, yapana göz yummak, savunmakta bir akıl tutulmasıdır!
Büyük bir depremle yıkılmış Mezitli gibi bir yerde, Soli'nin harabelerinin dibinde gökdelen yapmak, yaptırmak, savunmak hangi aklın ürünü!
Kimlerin pantolonunun cebidir!!