Mert, gözükara, kalbi halkı için atan, namuslu, korkusuz kalemler,

mert gazetecilere oldum olası saygı duyarım.

İmrenirim...

Uğur Mumcu’nun katledilişinin 30. yılı.

Biz gazeteciler, bırakın onun gibi olmayı;

Kestiği tırnak bile olamadık!

O’nu katledenleri ortaya çıkarttıramadık!

Her anma yılında da Timsahın gözyaşlarını döktük ve utanmadan hala döküyoruz!

24 Ocak 1993’te katledilen gazeteci Uğur Mumcu’nun katillerin cezasız kalması ülke tarihinde nasıl karanlık bir leke ise…

Biz gazetecilerde; Sessizliğe, korkaklığa, servet havuzlarına gömülerek alınlarımıza 'lekelendiler' damgası vurdurduk!

Onu ancak ölüm yıl dönümlerinde anıyoruz.

Başkalarını değil, kendimizi kandırıyoruz!

Timsahın gözyaşlarını döküyoruz…

Faillerin bir an önce ortaya çıkarılması beklentisi içinde de hiç değilim!

İktidarların 30 yıldır yakalayamadıklarını,

şimdi yakalanmasını düşünmek çok absürt!

Biz hepimiz birer ‘Uğur Mumcu’yuz diyorsak:

Cesaret ve ilkelerimizden asla taviz vermeden,

Uğur Mumcu aydınlığı ile her türlü karanlığın, haksızlığın, baskı, zulum ve yolsuzlukların üzerine canı pahasına yürümeliyiz!

Ve diyorum ki;

Bir keskin kalem, bir kırık gözlük

Yürekli gazetecilere hatırası olsun…”

Uğur Mumcu’nun yolunda yürümeyenlerin peşinde giden gazetecilere de yazıklar olsun!

Yazıklar olsun!

#Ulusta100BinÖğretmen #EYTyiOyalamayıBırakın