Gerçek demokrasinin olduğu gelişmiş ülkelerde;
Gerçek demokrasinin olduğu gelişmiş ülkelerde;
İster arabanla, ister bisikletinle,
İster yaya olarak gözün kulağın
kapalı sokağa çık, yola çık;
Gideceğın yerlere git ve mutlu bir şekilde geri dön.
Yarım yamalak demokrasinin olduğu az gelişmiş ülkelerde ise
gözünü kulağını dört açarak,
bildiğin bütün duaları okuyarak,
hatta nazar boncuğunu takarak
sokağa çık, yola çık;
Geriye mutlaka olumsuz bir şeyler (Trafik kuralları ihlali, gürültü kirliliği, çöp kirliliği, rastgele park edilmiş araba kirliliği, kaldırım işgali kirliliği, yayaların yolları, arabaların kaldırımları işgali, kazalar, korna sesleri, kavgalar, küfürler vb) görmüş ve yaşanmış olarak dönersin.
En kötüsü zamanla alışırsın
veya alıştığını sanırsın.
Ya fiziğin bozulur ya psikolojin, en kötüsü de kabullenir ve duyarsızlaşırsın.
(Demokrasi, uzun deneyim ve gözlemler sonucu oluşturulan insana, tüm canlılara kısaca tüm doğaya uyumlu herkes için geçerli kurallar bütünlüğüdür. Bu kurallara uymamanın caydırıcı yaptırımları olsa da kuralları işler ve geçerli kılan toplumun oto kontrolü ve sahiplenmesidir. Geri kalmış ve demokrasi geleneği oturmamış toplumlarda genellikle "Balık baştan kokar."
Bazen o hale gelir ki, kurala uyan saf ve enayi yerine konur hatta cezalandırılır. Yasalar ve kurallar kişiye göre, yere ve zamana göre değişiklik gösterebilir.
Maalesef günümüzde gelişmiş olarak gördüğümüz demokrasisine hayran olduğumuz ülkeler, geri kalmış ülkelerde demokrasinin gelişmesini, insanların aydınlanmasını çok istemezler. Onlar yönlendirebilecekleri
yönetebilecekleri, gerektiğinde kaynaklarını sömürebilecekleri eğitimsiz insanların yaşadıği toplumları severler ve onların kural ihlallerinden rahatsız olmazlar. Ülkelerindeki; doğa, tarih, kültür, turizm talanına tepkisiz insanlar isterler.
Demokrasinin, her birey için eşit olan ve uygulanan kurallar bütünlüğü olmasının yanında, tüm dünyada farklılıkları zenginlik olarak görme ve birlikte yaşama sanatı olması dileklerimle. )
KEMAL KIRMIZI
