Ülkenin ekonomik durumu ve hayat pahalılığı konuşulmasın diye bazı hassas konular bilinçli olarak kaşınıp gündemde tutulmak istense de söz konusu "yaşam hakkı" olunca bir şeyler söyleyip tarafını belli etmek gerekir.

Bizde “İmam osurursa cemaat sıçar” deyimi vardır, anlamı; baştakilerin küçük bir suç işlemesi durumunda, yönettiklerinin daha büyük suç işlemelerine yol açmasıdır.

Sokak hayvanlarını katledeceği gerekçesiyle eleştirilen kanun teklifi 273 vekilin 'evet' oyu kullanması ile kabul edildi. Kanunun yasalaşmasının ardından kanun teklifine oy verenler toplu halde yılışık pozlarını vermeyi de ihmal etmediler.

***

Katliam yasasının hemen ardından önce Niğde’de sonra Altındağ'da aynı zihniyetin fırsatçı belediye başkanları tarafından onlarca köpek vahşice katledildi ve toplu halde gömüldü. Bu vicdansızlığın ve katliamın vebali mevcut kanunu işe yaramaz sayıp yirmi yıldır uygulamayanlar ve denetlemeyip asli sorumluluklarını yerine getirmeyenlerdir. Yine sokak hayvanlarının çocuklara saldırmasının vebali sokak hayvanlarının değil, asli görevini suistimal edenlerindir.

***

1929 doğumlu rahmetli annemin okuması yazması yoktu ama vicdanlı ve merhametliydi.

Mahallemizdeki köpekler aç susuz kalmasın diye evin önüne oyulmuş taş koydurup yemeleri için “yal” dediğimiz un ve tuz karışımını ve suyu hep hazır bulundururdu. Su ılımışsa tazelerdi. Mahallemizin büyüklü küçüklü köpekleri gelir karnını doyurur, teşekkür eder gibi göz göze gelirlerdi bizimle. Biz meraklı meraklı bakarken annem, “Hayvanlar Allah’ın dilsiz kullarıdır” guzum derdi.

Kedilerimiz zaten bizimle yatar bizimle kalkarlardı. Öylesine mekana sadık ki, eve ne sıçan (fare) ne de yabancı kedi yaklaştırırlardı. Hatta kedimizin birinin yılanı uzaklaştırdığını iyi hatırlıyorum.

***

İnsan ne kadar nankörleşebiliyor değil mi..?

Sen, salt onlardan yararlanmak için evcilleştir, doğal yaşamından kopar; avlanmayı unutsun, kendine bağımlı hale getir, işin bitince de sokaklara sal. Bütçe ayırma, barınak yapma, kısırlaştırıp üremesini önleme, aşısını yapma, suyunu verme, karnını doyurma sonra da “saldırıyorlar” diye feryat edip dilsiz canların katliamından yana ol...

Yerine getirilmeyen sorumluluğun bedelini de dünyadan habersiz dilsiz hayvanlara ödet...

Hani yaratılanı yaratandan ötürü seviyordun?

Hani Allah’ın verdiği canı sadece Allah alırdı?

Ne oldu?

Nerede kaldı merhametin?
Vicdanını nerede bıraktın?