Sevgili okurlar,

Her kelimenin bir kalbe dokunduğu, her cümlenin bir ruha seslendiği anlar vardır.  Sözcüklerin, sadece bilgi vermesini değil, yüreklere değmesini istiyorum. Bir anlığına gündemin telaşından sıyrılalım ve hayatın en saf duygusu olan sevgiye, kalpten gelen dizelere kulak verelim. Çünkü biliyorum ki, hepimizin ruhunu dinlendirecek bir kelimeye, bir dizeye ihtiyacı var…

***

Sevgili,

Sana bu satırları Lara, Düden Şelalesi'nden yazıyorum.

Hayat bazen bir rüzgâr gibi gelir, savurur her şeyi. Ne yöne savrulduğunu bilmeden, eksik bir yapboz parçası gibi dolanır insan. Derken ansızın biri çıkar gelir; gelişinin sessizliğinde, geçmişin tüm uğultusu susar. Daha önce tanıdığını sandığın herkesi silikleştirir bu varlık. Öylesine derindir ki hissettirdiği, tüm yarım kalmışlıklar bir anda tamamlanır. İşte, kök salmak böyledir: Bir bedene değil, bir ruha tutunmaktır.

Sen geldin ve dağınık ruhumda yankı bulan o nefesi verdin bana. Nefes almak, sadece ciğerlerin dolması değildir, bunu öğrettin. Sıkışıp kalmış benliğimde unuttuğum baharlar vardı. Solmuş toprakta yeşermeye niyeti olmayan çiçeklerim. Ama sen... Sen, o kurumuş toprağıma dokundun. Unutulmuş bir bahar gibi ellerinle çiçekler açtırdın. İşte o an anladım, bu seni herkesten farklı kılandı.

Zaman akar, saçların uzar, kısalır. Mevsimler döner, ağaçlar yapraklarını döker, saksıdaki çiçekler filizlenir, solar ve yeniden doğar. Fakat sen... Sen hep aynı kalırsın. Ruhunun sıcaklığı, gözlerindeki dinginlik, gülüşündeki huzur hep aynı. Değişen yalnızca zamandır, ama senin varlığın zamanın ötesinde bir yerde kök salar.

Sen, hayatın en güçlü rüzgârlarına karşı dimdik duran bir çınar gibisin. Vefan, insanlığın unuttuğu değerleri hatırlatıyor; cefakârlığın, yüreğinin derinliklerinde taşıdığın sonsuz sevginin sessiz bir yankısı. Sabır taşını kıskandıran bekleyişlerin, zor zamanlarda bile yüzünden eksilmeyen o güzel gülüşünle bir başkasın. Güzelliğin ise sadece yüzünde değil, içini aydınlatan o kocaman, temiz yüreğinde gizli. Sen, bir kadından çok daha fazlasısın; yaşamın özü, umudun sesi, huzurun ta kendisisin.

 Seninle kök salmak, dünyanın tüm gürültüsünden uzak, yalnızca senin sesinle yankılanan bir bahçede olmaktır. Her sabah yeniden o nefesle uyanmak... Ve her gece o nefesle huzura kavuşmak. İnsanın kalbinde sonsuzluğu yaşatabilen birine sahip olması bir mucizedir. İşte bu yüzden minnettarım. Bana unuttuğum baharı hatırlattığın, toprağımı yeşerttiğin ve varlığınla hayatı anlamlandırdığın için... Minnettarım, köklerime can verenim.