İnsanlık tarihine her zaman merakım oldu. Üzerinde bulunduğum toprakların birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını bilmek zaten olağanüstü bir duygu. 

          Düşünsenize çok eski tarihlerde ve koşullarda yaşamış insanların inançları, yemek kültürleri, psikolojileri, cinsel yönelimleri bizlere benziyor, binyıllar geçmiş olsa da aynı hissetmek ve şu an onların bastığı topraklara basmak. İçiniz bir hoş oldu, değil mi? Geçen bin yıllar, değişmeyen çok şey…

          İnsanlık tarihi ile ilgili kaynaklara ulaştıkça ve okudukça onlarla aynı düşünüp aynı davranışları sergilediğimizi görmek hem ilginç hem de düşündürücü doğrusu.

          Küçük bir anekdot olsa da tarihi geçmişi bin yılları bulan (bir halk kültürü), “Nazar”.

          Her inançta yeri olan nazar, tarih boyunca da farklı şekillerde farklı söyleşilerde bugünlere, bizlere ulaşmayı başarmış.

          Yaşamı boyunca herkesin bir nazar boncuğu mutlaka olmuştur. Evinin kapısında bir at nalı, bir kaplumbağa kabuğu, ne bileyim belki de yılan derisi. Çaltı vardı bizde. Dal dal toplar, tohum tanelerini  kırıp içini çıkarır, bir ipe mavi boncuklarla dizer, kolumuza boynumuza takardık. Hatta nazara karşı öyle korurdu ki, iri memeleri olan büyükbaş hayvanlara, doğurgan küçükbaş hayvanlara, güçlü atlara takardı sahipleri. İnanç işte. Kötü gözlere karşı korunurduk.  

          Depremden birkaç yıl önce birkaç gün süren benim için büyük serüven olan bir tatile çıktım. Serüven dedim, çünkü her türlü dini inancın doğduğu ve halen birbirinden farklı inançlara sahip insanların kardeşçe yaşadığı topraklardaydım. Nerde mi? Hatay (Antakya). 1939’dan bu yana benim toprağım. Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsi meselesi olarak gördüğü Hatay. İnanılmaz bir tarih dokusu, buram buram kokan.

           Aslında gezimin her anını anlatmak isterdim, o günlerden bu güne neler değiştiğini bilmeniz adına. Bugün ne durumda olduğunu bilmediğim tekrar geleceğime dair kendi kenime söz verdiğim halde gitmeye korktuğum Hatay. Fakat yinede, 55 bin dönüm üzerine kurulmuş, dünyanın en büyük tarih müzelerinden biri olan ve 13 bin yıllık insanlık tarihini yıl yıl sergileyen Hatay Arkeoloji Müzesi’nde görmüş olduğum dünyanın en ünlü mozaiklerinden “KAICY”, Kem Göz Mozaiği’ni anlatmak istiyorum.

        

           Haydi şöyle bir, MS 300’lü yıllara gidelim. Eski Romalılarda, kendilerine pagan dinlerden kaldığına inanılan sembolleri, nesneleri bir nevi bir tılsım olarak kullanıp kötülükleri, hem kendilerinden, ailelerinden ve yaşadıkları ortamdan uzak tutmaya çalışmışlar. Bunun için yaptıkları mozaik panolarda, mavi göz bebeğine saldıran tırtıl, kuş, üç uçlu yaba, kılıç, akrep, yılan ve köpekten oluşan figürler kullanılmış. Evlerin kapılarına astıkları, bu mozaiklerin onları kötü gözlerden koruduklarına inanmışlar.

         1939 yılında Antakya yakınında Çekmece yöresinde yapılan bir kazıda, bir villa olarak düşünülen bir evin giriş bölümünde Kem Göz Mozaiği bulunmuş. Ait olduğu yıl, MS 300. Siyah taşlarla yapılmış dalgalı hat ve düz bir çizgiden oluşan dörtgen çerçevenin içindeki alan beyaz, sağ ortada lanetlenen göz betimi bulunmakta. Solda ise; sola doğru yürüyen, büyük, hemen hemen kel kafalı, bacaklarının arasında geriye doğru sarkan, iri ve uzun erkeklik organı (fallus) olan bir cüce yer almakta. Her bir elinde tuttuğu değneği ileri doğru uzatmış, değneklerden birinin iki ucunun çatallı olması dikkat çekici ve belki bu şekilde kötülüklerin kovulmasıyla ilgili bir tılsıma işaret etmekte. Cücenin başının üzerinde ise Eski Yunanca "KAICY", yani tam olarak; “Senin de Başına Gelsin” yazıyor.

         Senin de başına gelsin, ilginç. Tabii hemen soruyorum oradaki,  tarih bilgisi içinde bulundukları ortamda derinleşen çalışanlara;

-“Bizde bir inanış var, ‘Kötü düşünce sahibini bulur,’ diye. Sizce de bu söz biraz kötü düşünce, değil mi?”

-“Hayır, mozaikte bulunan yazı; benim için ne düşünüyorsan aynısı sana gelsin anlamında. Aslında iyi, güzel düşünmeye sevk ediyor. Böylece kötülükler kendilerinden uzak tutulmuş oluyor,”. Yanıtını aldım

          Tabii ya! Bugün ülkemin, şehrimin, ailemin en çok ihtiyacı olduğu düşünce. Çok zor da olsa İYİ DÜŞÜN, GÜZEL DÜŞÜN…

           KAICY