Mersin Festivalleri ile ilgili yazı dizimin 1.bölümünde 1 Haziran 1975 tarihinde ilki düzenlenen Mersin Akdeniz Tekstil ve Moda Festivalinin 1975-1981 Yılları arasında gerçekleştirilen etkinliklerini yazmıştım. Tekstil ve Moda Festivali fikrinin nasıl doğduğunu, temel amacının ve hedefinin ne olduğunu açıklamaya çalışmıştım.                                                                                                                   Mersin Festivalleri ile ilgili 2. Yazımda ise 1982-83 ve 1984-88 Yılları arasındaki festivallerde gerçekleştirilen etkinlikleri anlatmaya çalıştım. Bu dönemlerde Mersin Belediyesinde görev yapmadığım ve Belediye çalışmalarından uzak olduğumdan dolayı bu yıllarda düzenlenen etkinlikleri o dönemlerde görev yapan eski çalışma arkadaşlarımdan edindiğim bilgilerden derleyerek, kaleme almıştım.

MERSİN TEKSTİL VE MODA FESTİVALİ YOLUNA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ OLARAK DEVAM EDİYOR.

Mersin Tekstil ve Moda Festivalinin düzenlenme amacı, Çukurova’daki pamuk tarımından ve bu tarıma dayalı pamuk işleme ve dokuma tesislerinden yöreye de katkı sağlayacak biçimde yararlanarak,  Mersin’i tekstil ve moda dünyasında önemli bir konuma getirmekti. Bir anlamda Antalya’nın Altın Portakal, Adana’nın da Altın Koza Film Festivalleri gibi Mersin’in de Tekstil ve Moda Festivaliyle anılan bir kent olarak Uluslararası düzeyde tanıtımını sağlamaktı. Ancak, 1980 sonrasında pamuk tarlalarının sanayi kuruluşlarına teslim olduğu, buna paralel olarak da pamuk üretiminin her geçen yıl azalarak yok olmaya başladığı, tekstil üretimi yapan tesislerin de bu nedenle kapanmaya başlamasından dolayı Tekstil ve Moda Festivali fikrinden vaz geçildi. Geçmişinde Kültür ve Sanat faaliyetlerinin yoğun olarak yaşandığı Mersin’de festivalin bundan böyle “Mersin Kültür ve Sanat Festivali” olarak yoluna devam etmesinin daha uygun olacağı düşüncesi Belediye Başkanı Kaya Mutlu ve festival Komitesince de kabul görüldü.                                                                Mersin’in geçmişindeki kültürel ve sanatsal faaliyetlere göz atacak olursak; Mersin’de 1930’larda tiyatro yapılıyor, oyunlar sahneye konuluyordu.                                           1943 Yılında dönemin Valisi Tevfik Sırrı Gür tarafından “HALKEVİ” Binası olarak yapımı başlatılan şimdiki adıyla Kültür Merkezi olarak kullanılan binanın 1946 Yılında Giacomo Puccini’nin Madam Butterfly Operasıyla açılışı yapılmıştı. Halkevi Binası, tiyatro gösterimleri için planlanan Ülkemizin ilk döner sahnesinin olduğu çok amaçlı bir salona sahipti.                                                                                        1950’li yıllarda Demokrat parti iktidarı döneminde Halkevleri kapatılınca bundan Mersin’deki Halkevi Binası da nasibini aldı ve işlevini yitirmeye başladı. Bodrum katında çok amaçlı bir spor salonunu da barındıran bina sonraki yıllarda döner sahnesi de olan salonu sinema olarak kullanıldı. Bina ayrıca kız meslek lisesi ve İl Halk Kütüphanesine de ev sahipliği yaptı.                                                                          Gerek farklı kültürlerin Mersin’de onlarca yıldır bir aile gibi arada yaşayarak, bir kültür mozaiği oluşturması, gerekse tiyatro ve Türk Sanat Müziği gibi sanatsal faaliyetlerin Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Halkevinde gerçekleştiriliyor olması ve gerekse de Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Mersin Tüccar Kulübünde düzenlenen “Cumhuriyet Baloları” Mersin’in bir Kültür ve Sanat Kenti olmasında önemli bir rol oynamıştı.                                                                                                              Açıklamaya çalıştığım gerekçeler doğrultusunda,  1-10 Eylül 1989 tarihleri arasında gerçekleştirilecek  Festivalin “15. Mersin Kültür ve Sanat Festivali”  adıyla düzenlenmesi Festival Komitesince de bu amaçla uygun bulunmuştu.

MERSİN FESTİVALİ KÜLTÜR VE SANAT TEMASIYLA BAŞLIYOR.

Dönemin Belediye Başkanı Kaya Mutlu’nun Başkanlığındaki Festival Komitesi, Festivalin adına ve amacına uygun bir festival gerçekleştirebilmek amacıyla Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Türk Tanıtma Vakfı (TUTAV)Genel Başkanı Kemal Baytaş(1928-2021) ve dönemin gölge Kültür Bakanı SHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile Ankara’da, İstanbul Mersin Liseliler Derneği Başkanı Gazanfer Uğural(1936-2001),Mersin Festivallerinin değişmez sunucusu Halit Kıvanç(1925-2022), Tiyatromuzun Duayen ismi Mersinli Haldun Dormen, İspanyol Meyhanesinin şairi Mersinli Turhan Oğuzbaş(1933-1997) ile İstanbul’da bir dizi toplantılar gerçekleştirerek, festival programına son şeklini verdiler.                                                                                                                          1 Eylül 1989 tarihinde Festival kortejinin Cumhuriyet Alanına yürüyüşüyle Festivalin başlaması ve açılış etkinliğinin de Atatürk Parkı içerisindeki 4.000 Kişilik Festival Gazinosunda Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının 225 kişilik dev kadrosuyla sahneleyeceği William Shakespeare’in ünlü eseri  “Romeo ve Juliet Balesi” ile gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştı. Açılış etkinliğinin Romeo Juliet Balesi ile yapılmasının hemen ertesi günü yine Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü sanatçılarının Üzeyir Hacıbeyov’un bestelediği   “Arşın Mal Alan Opereti’ni Festival Gazinosunda sahnelemesi programına alınmıştı. Gerek bale ve gerekse de operetin festival programına alınıp, Basın açıklamasıyla duyurulması sonrasında sözüm ona entel yazarlar ve bazı tatlı su solcuları Mersin’de deniz kenarındaki bir gazinoda 4.Bin kişinin bale ve operet izlemesinin mümkün olamayacağını, böyle bir mekanda bale ve operet sahnelenmesinin hüsranla sonuçlanacağını festival başlamadan yazmaya, kara tablolar çizmeye başlamışlardı.                                                                           Mersin Kültür ve Sanat Festivalinin 10 gün sürecek programının yoğun bir biçimde gerçekleştirilmesi için artık tüm planlamalar yapılmış ve tüm hazırlıklar tamamlanmıştı.

FESTİVAL ROMEO VE JULİET BALESİ GÖSTERİSİYLE BAŞLIYOR.

1 Eylül Günü Festival Kortejinin Cumhuriyet Alanına yürüyüşü sonrasında Halit Kıvanç’ın sunumu ve Belediye Başkanı Kaya Mutlu’nun açılış konuşmasını yapmasıyla “15.Mersin Kültür ve Sanat Festivali” resmen başlamış oluyordu.                 Festivalin açılış programı olan “Romeo ve Juliet Balesini” izlemek için Mersinliler 4.000 kişilik Festival Gazinosu tamamen doldurmuş, bir tek boş koltuk dahi kalmamıştı. Programı, Mersin Belediye Başkanı Kaya Mutlu ile birlikte Mersin Valisi Teoman Ünüsan, SHP’nin gölge Kültür Bakanı Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü birlikte izlemişlerdi.  Romeo Juliet Balesini izlemeye gelenler, festivale muhalefet eden sözde entel köşe yazarlarının iddia ettiğinin aksine gösteri sonlanıncaya kadar gazinoyu terk etmemişler, gösteri bitince de sanatçıları dakikalarca ayakta alkışlamışlardı. Bu da festival öncesi Mersin’in yapısını bilmeden yazıp-çizenlere Mersinliler tarafından verilen anlamlı bir ders olmuştu.  Mersinliler baleye olan ilgilerinin aynısını bir sonraki akşam “Arşın Mal Alan Operetini” de izleyerek, göstermişler,  Mersin’in bir kültür ve sanat kenti olduğunu tüm Kamuoyuna kanıtlamışlardı.

LÜKÜS HAYAT OPERETİ SAHNE ALIYOR.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçılarının sahnelediği, Zihni Göktay ve Suna Pekuysal’ın başrolünü paylaştıkları, Ekrem Reşit Rey’in yazdığı, Cemal Reşit Rey’in bestelediği ve Haldun Dormen’in yönettiği, orkestra düzenlemesini Esin Engin’in yaptığı  “LÜKÜS HAYAT OPERETİ” geniş oyuncu kadrosuyla Kültür ve Sanat Festivali programı kapsamında Mersinlilerle buluşuyordu. Yıllardır kapalı gişe oynayan ve unutulmaz klasikler arasında yer alan Lüküs Hayat Opereti büyük bir ilgiyle izleniyor ve Mersinliler gösteri sonunda başta Zihni Göktay ve Suna Pekuysal olmak üzere operette rol alan tüm sanatçıları dakikalarca ayakta alkışlayarak, beğenilerini ve olumlu tepkilerini gösteriyorlardı.

KARMA RESİM SERGİLERİ

İstanbul’daki Mersin Liseliler Derneği Başkanı ve Mersinli sanatçıların hamisi Merhum Gazanfer Uğural’ın himayelerinde gerçekleştirilen “Mersinli Sanatçılar Karma Resim sergisi” festival boyunca Mersinliler tarafından yoğun ilgi gösterilerek, ziyaret edilmişti.

ÇİN HALK CUMHURİYETİ EKİPLERİ FESTİVAL PROGRAMINDA YER ALDI. 

Dönemin Türk Tanıtma Vakfı Başkanı Merhum Kemal Baytaş’ın girişimleri sonucunda “Çin Halk Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Dans ve Akrobasi Grubu” ile Çin mutfağından örnekler sunan “Çin Mutfağı Sergisi” Festival programı kapsamında yer alarak, Mersinlilere gösterilerini sunmuşlardı. Dünyanın sayılı mutfak kültürleri arasında yer alan Çin Mutfağı, bugün Merada adını alan Denizcilik Eğitim Vakfı Tesislerinde Çinli aşçıların Çin’den getirdikleri yöresel malzemelerle hazırladıkları yemek sunumuyla sergilenmişti.                                                                                 Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Başkanlığında gelen “Akrobasi ve Dans Grubu” 3 gün boyunca Festival Gazinosunda ücretsiz olarak gösterilerini sunmuşlardı. Gösterilerin ilk gününü ünlü sunucu Halit kıvanç, 2. Gününü Cenk Koray ve Müjdat Gezen sunarken 3. Günde de bu görevi yerine getirmek de Şahsıma düşmüştü.

FESTİVALİN SENEGAL VE MACARİSTAN’DAN DA KONUKLARI VARDI.

Türk Tanıtma Vakfı (TUTAV) Genel Başkanı Kemal Baytaş’ın girişimleri sonucunda Senegal Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının Halk Dansları Topluluğu da Festival boyunca gerek Festival Gazinosunda gerekse de Kentin muhtelif meydanlarında yöresel enstrümanları eşliğinde ve yöresel giysileriyle dans gösterilerini sunmuşlardı. Senegal Cumhuriyetinin Afrika’dan da esintiler sunan yöresel topluluğunun yaptığı müzik ve sahnelediği danslar Mersinlilerin büyük ilgisini çekmişti. Aynı şekilde Macaristan Kültür Bakanlığı Macar Halk Dansları Topluluğu da festival süresi boyunca festivalin birçok etkinliğinde ve gündüz saatlerinde de Kentin işlek meydanlarında gösteri yapmışlardı.                                                                       Mersin Festivalleri ile ilgili yazı dizimin bundan sonraki  4. Bölümünde 1989 Yılında gerçekleştirilen 15.Mersin Kültür ve Sanat Festivalinin diğer etkinlikleri ile 1990-1991 ve 1992 Yıllarında gerçekleştirilen programlarına yer vereceğim.  Ayrıca, Dünyaca ünlü tenor Jose Carreras'in Ülkemizdeki ilk konserini 1992 yılında Mersin Festivalinin kapanışında verdiğini, Festivallerdeki Onur Ödüllerini hangi sanatçıların aldığını, Festivallerin bir kentin tanıtımında nasıl etkin rol oynadığını bundan sonraki bölümlerde yazacağım. 

Devam Edecek

Münif APARI