Fransız anayasasını yazan ve 1789 burjuva devriminin öncü aklı olan Jean Jack Rousseau, ileri yaşlarda bir tür demansiya rahatsızlığına yakalanınca kendisinden beklenmeyen yeni ve tedavi edilemez paranoyalara teslim olur. Kendisiyle uğraşan devlet ve kişilerin listesini oturduğu evin kapısına asar. Düşmanları, eski arkadaşları veya ona iyilikte bulunan kimselerdi. Rousseau’ya göre düşmanları onu sömürmeye ve yok etmeye çalışıyorlardı.

Önce, çok şey borçlu olduğu Diderot ile atıştı, Grimm ile kavga etti. Onun en sıcak yardımseveri Madame d’Epinay ile gayet kırıcı bir dargınlık yaşadı. Woltaire ile de tartıştı. David Hume ile bozuştu ki, o Rousseau’yu Rousseau'nun kendi kendini gördüğü gibi bir edebiyat şehidi olarak görmüş, onu İngiltere'ye götürmüş bir kahraman gibi karşılanmış, elinden gelen her şeyi gezinin başarılı geçmesi ve Rousseau'nun mutlu olması için yapmıştı. Rousseau 10 Temmuz 1766 yılında Hume’a 18 sayfadan oluşan bir mektup yazmıştı.O mektup yazıldıktan sonra ,’’hastalıklı bir zekanın ürettiği en parlak ve en etkileyici belgelerden biri’’ nitelendirilmesi yapılmıştı.

Diğer yazarlara nazaran Fransız otoriteleri Rousseau'ya daha iyi muamele yapmışlardı. Onu tutuklamaya yönelik bir girişim olmuş, baş sansürcü Malesherbes genellikle onu eserlerini sansürden kurtarıp bastırmak için elinden geleni yapmıştı. Ancak Rousseau'nın uluslararası bir ağın kurbanı olduğu yöndeki hissi giderek arttı. Bilhassa İngiltere gezisinde pek çok asistanın yardımıyla. Hume’nun bu gizli planı çekip çeviren kişi olduğuna kani olmuştu. Bir keresinde Lordlar Kamarası Başkanı Lord Camde’a hayatının tehlikede olduğunu ve ülke dışına çıkmak için silahlı bir koruma talep ettiğini yazmıştı. Ancak Lordlar Kamarı başkanları deli insanlardan böyle mektuplar almaya alışkın oldukları için Camden bu konuda hiçbir şey yapmadı. Rousseau'nın İngiltere'den tamamen ayrılmadan önce doğruda yaptıkları histerik şeylerdi;geminin güvertesinde koşup kendini kameraya kilitlemiş, kolonun üzerinde zıplayıp, Therese’nin (Rousseau’nun eski sevgilisi) de artık bu gizli planın bir parçası olduğu ve onu zorla İngiltere'de tutmaya çalıştığı şeklindeki fantezi iddialarının kalabalığa haykırıp durmuştu.

Jean-Jacques Rousseau İngiltere'den Avrupa'ya geri dönünce, evinin ön kapısına ona karşı sıraya girmiş toplumun çeşitli kesimlerine yönelik şikâyetlerini listelediği afişler asmaya başladı. Bu kesimler papazlar, gözde entelektüeller, halk, kadınlar ve İsviçreliler idi. Fransa Dışişleri Bakanı Choiseul Dükünün, Jean-Jacques Rousseau'nun, uluslararası komplodan kişisel olarak sorumlu olduğuna ve vaktinin çoğunu vazifesi Rousseau'nun hayatını sefil kılmak olan geniş bir insan ağını organize ederek geçirdiğine kanat getirmişti. Anayasasını yazdığı Fransa'nın Korsika’yı işgali gibi toplumsal olaylar ustaca bir efsane kurgusu içinde örülmüştü. Tuhaf biçimde, Choiseul’un isteğiyle Polonya milletçileri için bağımsız Polonya adına benzer bir anayasa hazırlayan Rousseau, 1776'te Choisseul iktidardan düşünce alt üst olmuştu.’’ İşte başka bir endişe verici hareket’’ diyordu. Rousseau'u onların kendisini cezalandırmak için kararlı olduğunu, asıl kabahatin ne olduğunu asla keşfedemediğini söylerdi. Ancak gizli planın detayları hakkında hiçbir tereddütü yoktu. O hudutsuz ve idrak edilemeyendi. Benim etrafımda içine girilemeyen bir karanlık bina inşa edecekler. Beni bir tabutun içinde diri diri gömecekler. Eğer seyahat edersem her şeyin nereye gideceğini kontrol edecek şekilde önceden ayarlanmış olacak. Yolculara, arabacılara, han sahiplerine bilgi verilmiş olacak.

Rousseau ya da herhangi bir insanın bu şekilde demans hastalığı nedeniyle bu tür davranışlarda bulunması elbette anlaşılır.19.yüzyılın en etkili kişilerden birisi olan Rousseau’nun bu aşkın paranoyak durumuna benzer başka vakalar da var. İktidar gücünü kendinden toplayan diktatörlerin de zaman zaman buna benzer demans kaynaklı olmasa bile gücü kaybetme korkusuyla majör paranoyak türbülanslara girdiğini insanlık tarihi şahittir.

‘’Büyük adamların paranoyaları da büyük olur’’

Dipnot;Paul Johnson’un Paradigma Yayınlarından Çıkan Entelektüelle adlı eserinde yararlanılmıştır.